Akışlı Teknolojinin Geleceği
Çevrimiçi akış, Netflix gibi servislerin popülaritesini hızla artırdığı için son yıllarda büyük bir iş haline geldi. Akarsu teknolojisindeki gelişmeler, bu eğilimi daha da ileriye götürecek ve reklamverenlerin tüketicilerle yeni yollarla etkileşime girmelerini sağlayacak görünmektedir. Çevrimiçi akışın olası geleceğine bakmak, işletmenizin gelecekteki potansiyel müşterilerle nasıl etkileşimde bulunabileceğini görmenize yardımcı olabilir.
Çeşitli Kanallar
Televizyonun ilk yıllarında, teknolojik kısıtlamalar görece az sayıda kanalın yayınlanabileceği anlamına geliyordu. Sonuç olarak, bu kanallar herkese uyacak bir programla geniş bir programlama karışımı taşıma eğilimindeydi. Buna karşılık, akış, neredeyse sınırsız kanalların ucuz bir şekilde iletilmesine olanak tanır, maliyetler teknoloji ilerledikçe düşmeye devam eder. Bu düşük maliyetler, niş sağlayıcılara yönelik çok özel kanallarda bir patlama görebileceğimiz anlamına gelir; çünkü içerik sağlayıcıların artık karlı kalmaları için büyük bir kitleye ihtiyaç duymayacaklardır.
Kapanış Kalite Açığı
Her ne kadar akışlı medya, en eski günlerinden bu yana kalitesinde belirgin bir iyileşme gösterse de, yayın hala kalite açısından bir kenara sahiptir. Yayın ortamı genellikle daha yüksek kalitede video kullanır ve akış içeriğinin çoğundan farklı olarak surround ses için karıştırılır. Bununla birlikte, ağ oluşturma ve kablosuz teknolojideki gelişmeler, akışlı ortamın kullanabileceği bant genişliğini artıracaktır; bu, akışlı yayın hizmetlerinin, yayın benzerlerine benzer veya daha iyi kalitede resim ve ses taşıyabileceği anlamına gelir.
Artırılmış Mobil Odak
Mobil yayıncılık 21. yüzyılın çoğu için yaşanıyor, ancak teknolojideki gelişmeler onu reklamverenler için cazip bir olasılık haline getirdiği için popülaritesini artırıyor gibi görünüyor. Mobil akışların artan kalitesi, kullanıcıların artık mobil cihazlarında televizyonlarında olduğu gibi aynı gösterileri izleyebilmeleri anlamına gelir ve böylece reklamverenlerin tüketiciler evde olmadığında bile mesajlarını almalarını sağlar. Ağların sağladıkları mobil olarak optimize edilmiş canlı yayın sayısını artırmaya çalıştıkları için, bu eğilimin gelecekte artması muhtemel.
Orijinal İçerik
Orijinal içerik üretmek, akışlı hizmetlerin tamamen kendi gereksinimlerine uygun programlar oluşturabilecekleri anlamına gelir. Örneğin, TV şovları belirli bir zaman dilimine uymaya gerek duymaz, ticari aralara sahip olmalarına gerek yoktur (çünkü hizmet başlamadan önce gerekli tüm reklamları gösterebilir) ve yayınlanmaya gerek kalmaz zamanında. Netflix, Şubat 2013'teki orijinal "House of Cards" adlı ilk programıyla kendi büyük bir şovunu başlatan ilk yayın hizmetiydi.